Paris, siyasetin kirli çıkar çatışmaları ile düştükten sonra, ikinci dünya savaşının o acımasız fırtınası milli kimlik farketmeksizin bütün aileleri yıkıyor… Sonrasındaki enkazın üzerinde ise soğuk savaş adını verdikleri dalvereler başlıyor ve savaş baronları hep ama hep sömürü düzeninin devamını ve masum uluslar üstünden ceplerini doldurmayı düşünüyor. Günümüzde değişen birşey yok. Nehir roman üçlemesinin kısaca özeti bu. Okunası bir seri. Tavsiye ederim.
Bir dünyadan çıktım. Nasıl tarif etmeli bilmiyorum. Altı ciltlik bir nehir roman, ÜÇLEME. Aylara yayılan geniş bir okuma. Ehrenburg bu eserle birlikte adının Hugo ve Tolstoy'un yanına yazılmasını hak etmiş. 20.yy edebiyatında nadir karşılaşılan bir durumdur bu. Geçmiş ve gelecek arasına kurulmuş sağlam bir edebi köprü 'Üçleme'.
Mozolenin önünden geçerken Nina Georgiyevna Stalin'e baktı; Stalin gülümsüyordu, Nina Georgiyevna da gülümsedi; eski dünyayı bilen, Lenin'le birlikte olmuş, onunla birlikte çarpışmış, zindanlarda yatmış ve çok ağır bir yükü omuzlamış adam baktı ve gülümsedi: Sovyet devletini güçlendirmiş, halkı korkunç bir fırtınadan geçirmişti, şimdi de barışı, soluk alıp vermeyi, hayatı koruyordu...
Güneş bir an koyu-leylak rengi bulutları yırttı:
- Yaşasın barış bayrağının taşıyıcısı!
Herkes Stalin'e baktı. Tüm dünya bakıyor ona, diye düşündü Nina Georgiyevna...
Sayfa 511 - Evrensel Basın Yayın, 2004Kitabı okudu